top of page

Nitelikli İnsan Gücü Nedir ve Neden Önemlidir?

İnsan eliyle yapılmış her türlü işin yapımında emeği geçen insan topluluğuna “insan gücü” denmektedir. İnsan gücü, bir projenin gerçekleştirilebilmesi veya bir ürünün üretilmesi adına elzemdir. Nitelikli insan gücü ise işin yapımında ihtiyaç duyulan nitelikli insanlara denmektedir. Lakin öncelikli olarak nitelikli insanın ne olduğunu ve nitelikli insanı “nitelikli olmayan” insanlardan ayıran özelliklerden bahsetmemiz gerekmektedir. 

Bir varlığın nitelikli olması, onun diğer varlıklardan ayıran ve bir adım daha öne geçiren özelliklere sahip olmasına bağlıdır. Bu sayede bu varlığın tercih edilebilirliği artmakta ve ona biçilen değer de buna bağlı olarak artmaktadır. Nitelikli olan bu varlık; bir nesne, kurum veyahut insan olabilir. Örneğin nitelikli bir kurum; alanında önde gelen, yeterince markalaşabilmiş, kendine ait bir kültürü olan, bu kültürün içerisine çalışma disiplinini sokabilmiş kurumlara denmektedir. 

Nitelikli insan ise yukarıda verdiğimiz örnekle benzer bir biçimde açıklanabilir. Öncelikle sıklıkla yapılan açıklamayı yapıp sonra kendi perspektifimizden konuya yaklaşalım. “Nitelikli insan gücü, eğitim almış ve belli bir alanda uzmanlaşmış kişilerin mesleki gelişmişliklerini tanımlamakta kullanılır. Bu kişilerin ortak özellikleri çalışkan olmaları ve işlerini en iyi şekilde yapmalarıdır.” Bu açıklama gayet yerinde bir açıklama olmakla birlikte biz şu iki maddeyi yazının kalanı boyunca hafızanıza kazımak için belirteyim.

  • Nicelik, bu konuda niteliğin bir karşıtı olarak karşımıza çıkmaktadır. Nitelikli insanlar değerli olmakla birlikte genel nüfusa oranla oldukça azınlık bir kesimi teşkil etmektedirler.

  • Nitelikli insanlar, niteliklerini karşılayabilecek yerde bulunmak isterler. Buna arkadaş çevresi, yaşadıkları şehir veya ülke, okuyacakları lise veyahut üniversite, çalışacakları kurum dahil. Genelde insanlar kurumların istedikleri karşılamakla yükümlü olsalar da nitelikli insanlar için bu durumun tersi de geçerli olabilmektedir. Buna bir örnek olarak beyin göçünü örnek verebiliriz. 

Nitelikli insanın ne olduğu konusunda anlaştığımızı düşünmekteyim. Şimdi ise bu insanların önemi üzerinde duralım. Örnek olarak bir teknoloji şirketinin başında çalıştığınızı düşünün. Üretim, denetim, finansman, pazarlama ve daha birçok iş için insana ihtiyacınız bulunmaktadır. Bu noktada alacağınız çalışanların tamamının kendi işlerinde en iyisi olmasını istersiniz. Bu durumda her görevin hitap ettiği ve o işi becerebilecek bir insan kitlesi bulunmaktadır. Sizce bu kitle, her alan için aynı mıdır?  Siz ne düşünmektesiniz bilmiyorum lakin bu sorunun cevabı muhtemelen hayır olacaktır. Alanların gerektirdiği eğitim düzeyi, teknik yeterlilik farklı olmakla birlikte bu fark aslında nitelikli insanları ön plana çıkarmaktadır. Nitekim doğduğundan beridir iki kolu, iki bacağı olan insanoğlu, özellikle kas gücü gerektiren işlerde benzer yeterliliktedir. Elbette bu kısma yönelmelerine göre arada farklar bulunsa bile neredeyse her insan belirli bir süreç sonunda bu fiziksel güce erişme potansiyeline sahiptir. Sadece fiziksel güç ile kısıtlamak doğru olmayacaktır. Genel itibariyle üretkenlikten ziyade kendisine verilen görevi yerine getirmeye odaklanmış her alanda bu durum az çok böyledir. Konu aynı şirketin “beyin takımı” diyebileceğimiz üst mertebelerine geldiğinde ise işler değişmektedir. Bu tarz işlerde teknik bilgi, eğitim, beyin gücü gibi kavramlar daha fazla önem kazanmaktadır. Bu vasıflar ise yukarıdaki maddelerde belirttiğimiz üzere nüfusa oranla oldukça az olan nitelikli insan gücünde bulunmaktadır. Nitelikli insanlar genelde biraz maruz bırakıldıklarında veya ufak bir eğitimden geçirildiklerinde ilk başta bahsettiğimiz işleri de yapabilme potansiyeline sahipken bir şirketin beyin takımında veya yönetici pozisyonlarından birisinde olmak veya daha üst gelişmişlik seviyesi gerektiren işlerde nitelikli olmayan insanlar etkinlik gösteremez. Bu sebepten ötürü de şirketiniz için nitelikli insan bulma konusunda ayrıca çaba sarf etmeniz ve kurumunuzu bu insanlar için cazip kılmanız gerekmektedir.

Nitelikli insanlar her ne kadar şirketiniz için önemli olsa da bu durum sizin dışınızda da birçok kurumu ilgilendirmektedir. Öncelikli olarak şirket vasıtasıyla üretilecek olan katma değer ülkeye önemli bir katkıda bulunacağından devlet nezdinde nitelikli insanların yetiştirilmesi ve ülkede tutulması önemli bir mevzudur. Aynı zamanda eğitim kurumları da bu insanların keşfedilip yetiştirilmesi açısından mühimdir. Genelde bu konuda üniversiteleri düşünsek de günümüzde bu tarz insanların keşfedilmesi liseden hatta ilköğretim çağından yapılmaktadır. Eğitim kurumları için nitelikli insanlar en az şirketlerde olduğu kadar önemli bir rekabet unsurudur. Nitekim bağrından ileride büyük iş başarmış, en kötü ihtimalle üniversite imtihanında veya LGS’de derece yapmış bir öğrenci çıkarmak eğitim kurumları açısından fevkalade bir reklam aracıdır. 

Türkiye’de Nitelikli İnsan

Nitelikli insanların ülkede tutulması, yukarıda bahsedildiği üzere önemli bir meseledir. Ülkemizde ise bu durum ayrıca önemli bir durum teşkil etmektedir. 1960’lı yıllardan itibaren mühendis, doktor, bilim insanı, öğrenci gibi birçok sınıftan insan yurt dışına göçmektedir. UNESCO verilerine göre lisans, yüksek lisans, doktora, Erasmus gibi projeler için yurt dışına giden öğrenci sayısı 49 bin iken buna sertifika programları vb. eklenince sayı 100 bine ulaşmaktadır. Yurt dışı eğitim süreçlerine ise yılda toplamda 2 milyar dolar harcanmaktadır. 

Öğrenciliğin yanı sıra mesleki anlamda ise Türkiye, iyi eğitim görmüş 100 kişiden 59’unu göç nedeniyle kaybetmektedir. Özellikle de yurt dışına giden nüfus içerisinde eğitimli kesimin oranı 80’li yıllardan itibaren git gide artmıştır. Eksikliklerden birisi ise Ar-Ge alanında personel eksikliğidir. Tübitak verilerine göre on bin kişiye düşen Ar-Ge personeli sayısı 1990’da binde 6.4 iken 2000’de 10.5’e yükselebilmiştir. Diğer ülkelerin Ar-Ge anlamında yaptığı yatırımların büyüklüğü de nitelikli kimseleri bu ülkelere çekmektedir. 

Şimdi ise bana bu yazı içim ilham kaynağı olan kısma gelelim. Beyin göçünün yaşanmasının birçok sebebi bulunmaktadır. Bunların başında ülkenin refahı, huzuru, vatandaşlarına vadettiği yaşam standardı, özellikle de nitelikli insan kaynağının göçüne sebep olan eğitim kalitesi, eğitim imkanları, iş bulma olanakları gelmektedir. Özellikle refah konusundaki sorunlar büyük bir etken olarak devam etse dahi en azından son yıllarda nitelikli insan olma potansiyeline sahip kişilerin henüz öğrencilik çağından keşfedilmesi, yetiştirilmesi, ekonomik anlamda desteklenmesi ve iş imkânı bulabilmesi konusunda yapılan girişimler artmış ve bu yazıda değinilecek bir konu olma hakkı elde etmiştir. 

Öncelikle bu konuda öncülük yapan Tübitak’tan kısaca bahsedelim. Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu veya kısaca TÜBİTAK; bilim ve teknolojiyi ülke içerisinde teşvik etme ve bu konuda akademik, ekonomik destek sağlama amacı güden bir kurum olup sitesinde amaçlarını şu şekilde sıralamaktadır:

  • Türkiye’nin bilim, teknoloji ve yenilik (BTY) politikalarının oluşturulmasında hükümete destek olmak,

  • BTY araştırmalarını desteklemek ve özendirmek,

  • BTY araştırmaları yapmak,

  • BTY için gerekli insan kaynağının gelişmesini desteklemek,

  • Uluslararası BTY iş birliklerini oluşturmak ve yönetmek,

  • Toplumun genelinde BTY kültürünün gelişmesini ve yerleşmesini desteklemek ve özendirmek,

  • BTY altyapısının gelişmesine katkı sağlamak,

  • BTY bilgilerine erişimi kolaylaştırmak.

Organizasyon şeması oldukça geniş olan kurum, içerisinde amacına yönelik bazı birimleri bulundurmaktadır: Teknoloji ve Yenilik Destek Program Başkanlığı (TEYDEB), Araştırma Destek Programları Başkanlığı (ARDEB), Bilim ve Toplum Başkanlığı, Bilim İnsanı Destekleme Programları Başkanlığı (BİDEB). 

Siber güvenlik, bilişim teknolojileri, yapay zekâ, ileri teknolojiler gibi alanlarda Ar-Ge yürütmekte olan TÜBİTAK; akademik, bilimsel, toplumsal ve sanayi alanında birçok destek programına da sahiptir. Bu programlar ulusal ve uluslararası olmak üzere ikiye ayrılmıştır. 

Saymış olduğum programların çoğu nitelikli iş gücünü ülke içerisinde değerlendirme odaklı olup meslek gruplarına hitap etmektedir. Bununla beraber Tübitak’ın paydaşı olduğu ve ortaokul-lise çağından itibaren genç insanları teşvik etmek amacıyla yapılan yarışmalar da bulunmaktadır. Bu yarışmaların başında her sene düzenlenen Teknofest gelir. 2018’den beridir düzenlenen etkinlikte ortaokul, lise ve üniversite düzeyindeki öğrencilerin birçok farklı teknoloji alanında ürettikleri projelerle yarışmalar düzenlenmekte ve kazanan takımlar ödüllendirilmektedir. Ayrıca proje üretirken yarışmacıların bilgi birikimi, zaman ve kriz yönetimi, takım çalışması gibi konularda kazandıkları tecrübeler ileride onları üretken ve nitelikli birer birey haline getirmektedir. Yarışma ilk yıllarda İstanbul’da düzenlenmekle beraber sonraki yıllarda yurdun birçok yerinde düzenlenmeye başlamıştır. Teknofest, ülke çapında birçok kurum, vakıf, üniversite ve medya oluşumunun ortaklığını içermektedir. 

Bilim insanı yetiştirmeye yönelik olarak ise TÜBİTAK, bilim olimpiyatları dediğimiz bir etkinlik daha düzenler. Esasen matematik, bilgisayar, fizik, kimya, biyoloji alanlarında ilgili alandaki temel bilimsel bilgiler ışığında o alanda yetkin öğrencilere yönelik olarak hazırlanan sorulardan sınavlar düzenlenmekte ve her branştan başarılı olan öğrenciler ödüllendirilmektedir. Sınavın ilk iki aşamasını geçen öğrenciler madalya ile ödüllendirilmekte ve takım seçme sınavına alınmaktadırlar. Bu sınavı da geçen öğrenciler TÜBİTAK vasıtasıyla uluslararası alanda yarışmalara katılırlar. Ayrıyeten her aşamadan sonra başarılı öğrenciler için bir eğitim kampı düzenlenmekte ve öğrenciler alanında uzman öğretmenler tarafından eğitim görmektedir. Bu programın teşvik edilmesi adına üniversite imtihanlarında ek katsayı uygulaması, uluslararası başarılar için sınavsız biçimde üniversite seçme imkanları sunulmaktadır.

Saymış olduğumuz tüm bu projeler benzerlerinin yalnızca bir kısmını teşkil etmektedir. Bu projeler son zamanlarda çok daha fazla popülerleşmişken ülkenin nitelikli insan gücü için de umut vadetmektedir. Nitekim çağımız da düşünüldüğünde genç yaşlardan itibaren insanların ufkunu açacak uğraşların yaygınlaşması önem arz etmektedir. Lakin önemli bir soru vardır ki o da uzun vadede beyin göçünün azaltılıp nitelikli insan kaynağının ülkede tutulup tutulamayacağı sorusudur. Bu soruyu cevaplamak için öncelikle beyin göçü yapan kimselerin temel motivasyonlarını incelemek gerekmektedir. Yukarıda bahsettiğimiz projeler kişilerin imkân bulmasını sağlayarak çalışmalarını yurt içerisinde tutmalarını sağlayabilir, ne var ki bazı etkenler bu projelerin kapsamı dışında kalmaktadır. Bunlar arasında ekonomi, refah seviyesi, güvenlik, liyakat gibi başlıklar yer almaktadır. Bu alanlarda yeterli seviyeye ulaşılamayan bir senaryoda nitelikli bir insan gücü ancak keşfedilebilir ve yetiştirilebilir. Uzun vadede ise önemli bir kesimin ülke hakkındaki şüpheleri ülkede tutunma açısından çekimserlik yaratabilir. Bu eksiklikler insanları sadece eğitim ve çalışma bakımından değil, yaşama açısından ülke dışına yönlendirebilir ve bu durum verilen tüm çabaları kökten baltalayabilir. Bu sebeple de ülkeye olan güvenin artması yazı boyunca bahsedilen ve bahsedilmeyen tüm girişimleri anlamlı kılacaktır. Ama şunu da söylemek mümkündür ki son zamanlarda popülerleşen ve nitelikli kesimi hedefleyen girişimlerin artması, düzelmesini beklediğimiz bu faktörler için de gayet umut vericidir. 

Kaynakça:

Dünya Gazetesi. "Yurtdışı eğitime yılda 2 milyar $." www.dunya.com

Babataş, G. (2007). "Beyin Göçü ve Türkiye’nin Sosyoekonomik Yapısının Beyin Göçünü Etkisi." Öneri Dergisi, 7(28), 263-266. https://doi.org/10.14783/maruoneri.684406

TÜBİTAK. "Organizasyon Şeması." www.tubitak.gov.tr



Comments


Her gün ve ay yeni yayınlarımızdan haberdar olabilirsiniz

Gönderdiğiniz için teşekkürler!

©2022, Cağaloğlu İktisat Kulübü tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page