Kripto Paraların Geleceği
- Mustafa İmamoğlu
- 30 Nis 2024
- 7 dakikada okunur
Kripto para piyasaları son zamanların en popüler ve tartışmalı finans konularından bir tanesi. Her ne kadar NASDAQ ve BIST100 gibi diğer sermaye piyasalarının tarihi zirveleri görmeleri sebebiyle benzer bir yükseliş kriptoda beklense de bu yazımda daha eleştirel bir bakış açısıyla uzun vadede kripto paraların hayatımıza girip giremeyeceğini ve bir yatırım aracı olarak kripto paraların kullanılıp kullanılamayacağını inceleyeceğim.
Bence herhangi bir yatırım yapılırken arkasında bir somut değer olup olmadığı değerlendirilmelidir. Mesela bir hisse senedi satın alırsanız büyük bir şirketin kârına ortak olmuş olursunuz. Aynı şekilde bir emtia fonu alırsanız ödediğiniz fiyata eşdeğer emtia satın almış olursunuz. Borsalarda listelenen fonlar sayesinde bu şekilde doğal gaz, petrol, altın, buğday hatta inek bile satın alabilirsiniz. Bu fonlar da paranızın değerini korumak için somut olarak aldığınız şeyden tutarlar veya fiyat eşit olacak şekilde başka garanti getiri sağlayacak yerlere yatırım yaparlar. Fakat kripto paraların çoğunda bizim anladığımız şekliyle somut bir dayanak yoktur. Tabii ki, bir yatırım yaparken gelecekteki beklentilere göre de hareket edilebilir. Kripto paralar bağlamında da iki tane hayal benim gözüme çarpıyor: İlki spesifik kripto paranın kullanıldığı ekosistemin çok genişlemesi ve bu ekosistemin kullanımı için kripto para gereksinimi sebebiyle kripto paranın değer kazanması; ikincisi ise o kripto paranın gerçekten para haline gelmesi, yani günlük hayatta çok sık kullanılması. İlk olarak Bitcoin haricindeki coinler niye para olamaz, sonra da Bitcoin niye para olamaz konuları hakkındaki düşüncelerimi paylaşmaya başlayayım.
1. Bitcoin Haricindeki Kripto Paralar Niye Olamaz?
Volatilite
İlk olarak bir kripto paranın gerçekten günlük hayatta kullandığımız paranın yerini alabilmesi için değerinin çok oynamaması gerekir. Günlük ticarette bir kripto paranın kullanılabilmesi için hem müşterilerin hem de satıcıların sürekli olarak ellerinde o kripto paradan bulundurması lazım. Volatil ortamlarda iki taraf da günlük ticarette kullanmak için parasının değerini korumak adına yatırım yaparak parasını başka bir yerde tutmadığında bu zarara yol açar. Buna ek olarak ürünlerin fiyatlarının tahmin edilebilir olması önemlidir. Mesela biz şu anda markete gittiğimizde aşağı yukarı ürünlerin fiyatlarının nasıl olacağını biliyoruz. Fakat düşünün ki istediğiniz ürün 100 birim iken ertesi gün 70, sonraki gün ise 130 birim olmuş. Bu sürekli belirsizlik ortamında insanlar ne zaman harcama yapmaları, ne zaman birikim yapmaları gerektiğini bilemezler ve bu insanlar için kötüdür. Her ne kadar Bitcoin diğer coinlere kıyasla daha az volatil olsa da bu sorun bütün coinlerde bulunmaktadır.
Sürekli Fiyatın Yükseleceğine Dair Olan Algı
Bu madde önceki maddeyle de bağlantılı ama daha çok kripto dünyasındaki algı ile alakalı olduğu için özellikle anlatmak istedim. Kripto çevrelerinde hem düşüş hem de yükseliş dönemlerinde belli bir zaman sonra fiyatın çok daha fazla olacağına dair söylemler çok yaygın. Buradaki esas problem ise şu: İnsanlar gelecekte kendilerine getiri sağlayacağını düşündükleri varlıkları satmak istemezler. Mesela elinizde bir adet token var ve etrafınızdaki bir sürü insan, o anki fiyat hareketinden bağımsız, size fiyatın iki sene içinde 2.5x, 30 yıl içinde 25x katına çıkacağını söylüyor. Elinizdeki bu token’ı ertesi sabah kahve gibi sıradan bir şey satın almak için kullanır mısınız? Cevap yüksek ihtimalle “Hayır.” olacaktır. Buna bir de sürekli doların enflasyonist olduğu gibi söylemler eklenince insanların bu tokenleri harcama motivasyonu iyice düşüyor. İnsanlar kripto paralara yatırım yapsa dahi bunu kısa vadede kâr elde edip ondan sonra tekrar dolara dönüştürme düşüncesiyle yapıyorlar. Fakat başta dediğim gibi arkasında somut bir dayanak veya ilerde çok büyük bir beklenti yoksa bu yatırımlar tamamen spekülatif ve riskli hâle gelmiş oluyor.
Güven
İnsanların bir kripto parayı kullanması için bu kripto paraya güvenmesi gerektiği de su götürmez bir gerçektir. Bu noktada Bitcoin’in en büyük avantajı yaratıcısının yıllardır bir tane bile açıklama yapmayan, kim olduğu belirsiz, ölmüş bile olabilecek bir insan olması. Bu demektir ki kimse başka birinden daha fazla söz sahibi değil ve kimse tüm piyasayı domine edebilecek kadar Bitcoin’e sahip değil. Ayrıca durum böyleyken kimse talihsiz açıklamalarla piyasayı manipüle edemez. Fakat diğer kripto paralarda, bu parayı yaratan kişinin kim olduğu belli. Bu insanlarda açıkça herkesten daha fazla token var. Aynı şekilde airdrop sürecinde adalete etki edebilecek bir sürü faktör var.
İkincisi ise Bitcoin blok zincirine olan güvendir. Üstte söylediğim şey hiç önemli olmasa bile Bitcoin’in arkasında yıllardır var olmasının getirdiği güven de var. Bitcoin yıllardır bir sürü krizi atlatmış, bir sürü ayı ve boğa piyasası görmüş bir kripto para. Ayrıca blok zincirine de yüz binlerce blok yazılmış, madencilik sistemi gayet oturmuş, arzı belli ve yıllardır sorunsuz işleyen bir sistemdir. Bu sistem; geçmişe dönük, hakkında çok daha fazla araştırma ve analiz imkanı, her dilde bir sürü eğitici kaynak bulunan bir yazılımdır. Yeni çıkacak kripto paraların bunlarla başa çıkması ve rakip olması çok zor çünkü artık kripto paralar çok hızlı unutuluyor, sürekli yeni kripto paralar çıkıyor.
2. Dolar karşısında Bitcoin
Bu kısımda da kripto para savunucuları tarafından sıkça yapılan birkaç tane karşılaştırma ve eleştiriye cevap vermek istiyorum.
"Doların Arkasında Hiçbir Şey Yok"
Dolara karşı ana söylemlerden bazıları tanesi altın standardı ortadan kalktıktan sonra artık doların arkasında hiçbir şey olmadığı, itibari paraların değersiz olduğu vesaire tarzındaki söylemler. İlk olarak doların arkasında hiçbir şey yok demek bir sürü şeyi gözden kaçırmak olur. Doların arkasındaki şey artık aktif olarak Amerika Birleşik Devletleri’nin gücü ve itibarı. Uluslararası ilişkilerdeki genel durumları çok yüzeysel bir biçimde ikiye bölmek gerekirse iki şeyden söz edilebilir: Savaş durumu ve barış durumu. Barış durumunda ABD’nin dünyadaki en güçlü ülkelerden biri olduğunu söyleyebiliriz. ABD hala GSYİH’si en yüksek olan ülke. Dünyadaki en iyi üniversitelerin çoğu Amerika’da. Dünyanın en büyük inovasyon merkezleri orada. Dünyada en fazla beyin göçü alan ve dışarıya en fazla yazılım gibi katma değeri yüksek ürünler satan ülkesi halihazırda da Amerika. O yüzden ekonomik faaliyet olarak doların arkası baya sağlam. Bu kadar fazla ekonomik faaliyete sahip olmasının bir avantajı da ülkelerin ve insanların Amerika ile ticaret yapmak için dolara sahip olmak zorunda olması. Ek olarak ABD, Birleşmiş Milletlerde en fazla dosta sahip ülke. Bu genel olarak diğer uluslararası örgüt ve organizasyonlarda da böyle. Çin daha yeni kendi ilişkilerini belli projelerle geliştirmeye çalışırken Amerika bunu yıllar önce Marshall Planı gibi projelerle gerçekleştirdi. Savaş durumunda ise Amerikan doları hala çok sağlam. Amerika 2022 yılında ordusuna 877 milyar dolar harcadı. Bu dünyanın toplam askeri harcamasının yaklaşık yüzde 40’ına denk geliyor. Ayrıca NATO’nun da başını çekiyor. Tüm dünyada askeri üslere sahip. Tüm bunlar varken bence doların arkasında hiçbir şey yok demek haksızlık olur.
Bitcoin konusunda ise söylenen şey arzının sınırlı olması. Neden para politikasının faydalı bir şey olduğuna az sonra değineceğim fakat önce ufak bir karşılaştırma yapmak istiyorum. İnsanların dolar tutmak için bir sebebi var: Amerika Birleşik Devletleri ile ticaret yapabilmek. ABD aktif olarak kendi gücünü kullanarak doları dünyaya zorlatabilir. Fakat insanların Bitcoin kullanmak için geçerli bir motivasyonu yok ve ayrıca insanları bu konuda teşvik edebilecek veya zorlayabilecek bir kurum da yok. Eğer eleştiri tamamen ‘‘Paranın bir değeri yok, tek değeri bizim ona inanmamız.’’ ise aynı sıkıntı kripto paralarda çok daha fazla var. Aynı şekilde uluslararası olaylardan, krizlerden Bitcoin çok daha fazla etkilenecektir. Yeni bir teknolojinin ya da bir devletin çıkıp farklı bir şey yapmasını engelleyen bir mekanizma da yok. Dediğim gibi bu yeni bir inovatif teknoloji olabilir veya başka bir devletin tekrardan kendi itibari parasını yayma girişimi olabilir.
Para Politikası
Kripto paraların avantajları anlatılırken çok sık karşılaştığım şeylerden bir tanesi de itibari paraların enflasyonist olduğu yönündeki eleştiriler. İlk olarak ülkeler zaten belli bir miktarda (%1-2 civarında) enflasyonun olmasını isterler. Bu ekonomik ortamdaki faaliyetleri canlı tutar. Örneğin cebinizde paranızı tutmak yerine ev, araba gibi şeyleri almak istersiniz; çünkü belli bir süre sonra fiyatlar yükselmiş olacaktır. Aynı zamanda bu olay insanların para kazanma motivasyonunun da olmasını sağlar, bu da iyidir. Yüksek enflasyon ortamının oluşması birkaç sebepten kaynaklanabilir ama bence en önemlileri şunlar: Ticari olarak rakibinizin sizden çok daha fazla güçlenmesi, bir anda piyasaya çok fazla para girmesi. Nitekim son zamanlarda Amerika’da oluşan enflasyonist ortamın da sebebi pandemi döneminde dağıtılan bir sürü paranın pandemi sonrası piyasaya bir anda girmesi. Bu enflasyonist ortamın insanları çok etkilemesinin sebebi insanlara kendilerini adapte etme fırsatı vermeden enflasyonun hızlı yükselmesi ve dağıtılan paranın asimetrik birikimi. Asimetrik birikimden kastım şu: İnsanlar o dönemde normal harcamaları çok fazla olmadığı için büyük şirketlerden çok fazla ürün satın aldı, ayrıca pandemi döneminde işçilik özellikle gelişmekte olan ülkelerde çok ucuzladığı için hem fiyatlar düşüktü hem de ellerinde pandemi öncesinden de ürünler olduğu için büyük şirketler ellerindeki ürünleri yüksek kâr marjları ile satma imkanı buldu. Bu sebeple dağıtılan yardım paraları uzun vadede insanların ellerinde kalmak yerine büyük şirketlere gelmiş oldu. Bu sorunu çözmenin yolları var: İlki bu şirketlerden çok vergi almak, ikincisi de doğal sürece bırakmak. Doğal süreci açıklamayacağım ama arz talep ve emek piyasası üzerinden bu gerçekleşebilir. Doğal süreç anlatısı belki çok gerçek dışı geliyor olabilir ama bunu hızlandıracak politikalar da var. Mesela daha fazla işe alım yapan şirketlere destekler verilmesi gibi. Ama ne olursa olsun itibari paralara tamamen sırtınızı dönmeden önce yazının önceki kısımlarında anlattığım dezavantajlara da bakıp “Vergilendirme veya doğal süreci hızlandırıcı politikaların uygulanması için mi savaşmalıyız yoksa kripto paralar için mi?” sorusu düşünmeye değer bir soru.
Şu ana kadar hep dolar üzerinden anlattım ama tüm dünya ekonomisi büyük krizleri her zaman hep beraber atlattı. Mesela 2008 Krizinden de hep beraber çıktık, koronadan da hep beraber çıkacağız. Her krizden sonra tüm ülkeler daha güçlü döndüler. Tüm ülkelerin GSYİH’ları yıllar geçtikçe artmaya devam ediyor. İnsanın ortalama hayat kalitesi yıllar geçtikçe yükseliyor. Daha gelişmiş teknolojilere daha fazla insanın erişimi oluyor. O yüzden şu anki ekonomik sisteme arkamızı dönmek için erken.
İkinci olarak tüm dünya yekpare bir biçimde yaşıyor olsaydık belki para politikalarının gerekmediği bir dünya mümkün olabilirdi. Fakat ekonominin ne kadar iyi yönetildiğinden bağımsız olarak rakip ülkelerin güçlenmesi, uluslararası ilişkilerdeki olaylar, yeni teknolojiler gibi sebeplerden ülkelerin güçleri değişebilir. Böyle bir ortamda hâla paramızın değeri değişmeye doğal olarak devam edecektir. Mesela Türkiye’de inanılmaz bir doğal gaz yatağı bulunsa ve Avrupa artık doğalgazı Rusya’dan almayı bıraksa Rusya’nın iç politikasından bağımsız olarak Rus rublesinin değeri düşerdi. Tüm ülkeler Bitcoin kullanmaya başlasa bile uluslararası rekabet ortamı değişmeyecek. Bu durumda ya bizim ülkemizde bir Bitcoin ile alınabilecek mal miktarı arada bir değişecek yani enflasyon/deflasyon olmaya devam edecek ya da belirli teknolojik gelişmeler veya rekabete etki edecek değişmeler olduğunda çok daha fazla domine edileceğiz. İşin sonunda ülkelerin farklı itibarî paralarla, para politikaları uyguladığı dünya daha iyidir. Çünkü devletler halklarının refahını önemser. Önemsemeseler bile kendi güçlerini ve çıkarlarını önemserler. Kendini değişken koşullara göre ayarlayabilmek çok iyi bir şeydir, çünkü dönemsel olarak ekonomiyi hızlandırarak alt ve orta kesimin çok mağdur olmasını engelleyebilir veya gerektiğinde yavaşlatarak yine bazı faydalar yaratabilirler.
Son olarak insanlar politikacıların hepsinin yalancı ve işe yaramaz olduğunu söylüyorlar. Fakat bence alternatifi ile kıyaslandığında hala daha politikacılar çok daha iyi. İlk olarak bir politikacı hakkında bir sürü şey biliyoruz. Örneğin okuduğu okulu, geçmişten günümüze açıklamaları, nasıl bir insan olduğu vs. fakat alternatifinde elimizdeki kripto paraların değerini fazlasıyla etkileyen ‘balinalar’ hakkında ne kadar bilgi sahibisiniz veya çok daha uzun vadeli düşünüyorsanız Bitcoin Blockchain'ini etkileme gücüne sahip Bitcoin Vakfı’nın geleceği konusunda kendinizden o kadar emin misiniz?
Bu yazımda girişte de söylediğim gibi kripto paraların gerçek paranın yerini alma ihtimali üzerinde durdum ve çeşitli açılardan iki durumu birbiri ile kıyasladım. Sonraki yazılarımda da kripto ekosistemleri ve bu teknolojilerin hayatımızdaki yeri üzerine konuşacağım.
Comentários