top of page

FED'in Yumuşak İniş Hayali Mümkün mü?

Güncelleme tarihi: 1 Eki 2024

Ekonomi gündemi son aylarda gerçekten de çok olaylı. Japonya Merkez Bankası (Bank of Japan) kararları, ardından gelen borsa çöküşü devamında FED faiz kararları ve Gazze Savaşı'ndaki gelişmeler sürekli olarak piyasaları etkiliyor. Geçtiğimiz hafta da Çin’in aldığı kararlar gözleri oraya çevirdi. Bu ekonomik gevşeme haberleri herkesi özellikle sermaye piyasalarına çok pozitif bakmaya yöneltti fakat beklentiler ile gerçeklik arasındaki tutarlılığın kaybolup kaybolmadığını sürekli sorgulamalıyız. Bu yazıda bunu yapmaya çalışacağım.

FED’in Amacı Ne ?

Amerika pandemi dolayısıyla oluşabilecek zararları azaltmak amacıyla Trump yönetimi altında tarihin en büyük destek paketlerinden birini açıklamıştı. Bu paket gerçekten de piyasanın o dönem canlı kalması açısından çok önemliydi. Bu sayede pandemi dönemi ve sonrası daha kolay bir biçimde atlatıldı. Sonraki dönemde FED’i ve dünyayı yeni bir sınan bekliyordu. Amerika Trump döneminde piyasalara enjekte ettiği para, Ukrayna savaşı, lojistik zincirlerinin tekrar faaliyete dönmesinin zor olması gibi sebeplerden dolayı yükselen fiyatlarla karşı karşıya geldi. Yüksek enflasyon ile mücadele konusunda FED’in başarısı hakkında çeşitli görüşler mevcut. Fakat işin sonunda enflasyon Amerika’da bir sorun olarak önceliğini kaybetti denilebilir. FED’in üzerinde yürüdüğü ince bir çizgi var. Enflasyonun düşmesi için faiz artırımı gibi yavaşlatıcı politikalar yapılması gerekirken fazla kaçması durumunda ülkeyi resesyona sürükleyebilirler. Politikaların yumuşak kalması durumunda ise enflasyonun daha kalıcı hale gelmesi de piyasalar için felaket senaryosu olur. FED yönetimi artık enflasyonu yendiklerini ve resesyona girmemek için tekrar piyasayı canlandırmaları gerektiği görüşündeler.

Dünya genelinde yatırımcıların aklında soru ise şu: FED hem ülkeyi resesyona sokmamayı hem de enflasyonu birikmeyi başarabilecek mi? Tabii ki, karşıt görüşten insanlar da var, fakat borsanın tepkisinden son faiz indirimlerinin genelde olumlu karşılandığı ve insanların FED’e güvendiğini görebiliriz. FedWatch’ta yaklaşık yüzde 40 ihtimalle en son 50 baz puan indirimin üstünde bir 50 baz puan daha indirim beklendiğini görebilirsiniz. Bu da hızlı bir biçimde gevşeme demek. Dünyadaki en büyük yatırım kuruluşu olan BlackRock’un CEO’su Larry Fink ise bugün her ne kadar daha gevşeme alanının olduğunu düşünse de beklentilerin altında kalabileceğini düşündüğünü söyledi. Buna sebep olarak da devlet harcamalarını gösterdi.

Enflasyona Sebep Olabilecek Güncel Olaylar
Boykot

Amerikan‘ın güney limanlarında ve körfez limanlarında çalışan işçiler 50 yıl sonra ilk defa greve çıktı. Bu işçilerin görevi kargo gemilerinden gelen konteynerlerin ayrıştırılması-taşınması ve tırlara yüklenmesi gibi lojistik işler. Bu işçiler çalışmadan limanların etkin bir biçimde çalışması mümkün değil. Amerika’ya gelen konteynerlerin yaklaşık yüzde 60’ı bu limanları kullanarak ülkeye giriş yapıyor. Gelen ürünler arasında otomotiv sektörü için kritik ürünler de yer alıyor. Sendikanın talepleri arasında iş şartlarının iyileştirilmesi, otomasyon kaynaklı iş kayıplarının önlenmesi, daha iyi emeklilik imkanları ve beş yıl boyunca her yıl saatlik 5$ zam yer alıyor. Bu zam eğer gerçekleşirse işçilerin maaşı beş yılın sonunda yüzde 70’ten daha fazla artmış olacak. Boyutu gereği bu grevin ne kadar süreceği ve tarafların hangi şartlarda anlaşacağı çok kritik. Kısa sürede çözülmesi durumunda çok zarar vermeyecek olsa da 3-4 hafta bandında sürerse belli sektörlerde fiyat artışları, hatta işsizlik ortaya çıkmaya başlayabilir.

ABD Başkanı Biden’ın ise ülkedeki yasalar gereği grevi durdurma hakkı var. Bu hak başka limanlardaki grevlerde Başkan Bush tarafından kullanılmıştı (2002). Biden’a ise sorulduğunda bu hakkını kullanmayacağını söyledi. Her durumda bu sorunun hızlıca çözülmesi önemli çünkü seçimlere de beş hafta civarında bir süre kaldı. Çözülememesi durumunda ise FED politikalarını güçleştirebilecek ve ekonomik olarak kısa vadede büyük zarara sebep olabilecek bir olay olarak göze çarpıyor. 50 yıl önce olan grevde işçiler altı hafta boyunca limanları bloke etmiş ve sonuç olarak en başta teklif edilenlerden çok daha yüksek maaş artışları ve ek imkanlar elde etmişlerdi.

Seçimler

Seçimler konusunda da ortada büyük bir belirsizlik mevcut. İki aday da anketlerde birbirine çok yakın gözüküyor. Bir eyaletin kimin kazanacağını belirleyeceği bir seçim bizi bekliyor. Trump’ın ve Harris’in ekonomi politikaları birbirinden ayrışsa da devlet harcamalarını ikisinin de arttırması yüksek ihtimal

Kamala Harris’in ekonomi politikaları özellikle orta gelir grubunda sosyal destekler sağlamayı içeriyor. Kamala Harris yeni ev alacak gençlere 25.000$ destek vermeyi hedeflediğini, orta gelir/alt gelir grubuna ilk çocuklarında nakdi destekler ve vergi indirimleri vermek, gıda sektöründeki yatırımlar için sübvansiyonlar yaratmak, geçmişte yapılan sağlık sigortası yardımlarını kalıcı hale getirmek gibi politikalar açıkladı. Vaatlerden genel olarak anlaşılan devlet harcamalarının artacağı. Bu destekler ise genel olarak orta-alt gelir grubuna gideceği için tekrardan harcamaya dönüşme ihtimalleri çok yüksek.

Trump’ın ekonomik politikası ise vergileri düşürmek ve yatırımlar arttırmak üzerine. Harris’in politikalarından farklı olarak Trump yüksek gelir grubundan ve şirketlerden alınan vergileri de düşürmek istiyor. İthal ürünlerden alınan gümrük vergilerini ise arttırmak istiyor. Bu gümrük vergisi artışlarının ise teorik olarak daha yüksek ürün fiyatlarına sebep olacağı söylenebilir. Bahsedilen gümrük vergisi artışının uzun vadede Amerika GSYİH’sini 0,4 puan düşüreceği ve hükümet için ekstra gelir yaratmayacağını gösteren araştırmalar mevcut.

Pennsylvania Üniversitesi bünyesindeki Wharton Business School’un (US News sıralamalarına göre alanında ilk sırada) yaptığı araştırmalara göre Trump’ın ekonomi politikalarının uygulanması durumunda bütçe açığının 10 yıllık periyotta 5,8 trilyon dolar artabileceği, Kamala Harris’in ekonomi planının uygulanması durumunda ise aynı periyotta 1,2 trilyon dolar artabileceği görünüyor.

Sonuç olarak FED faiz politikaları ile her ne kadar enflasyon aşılmış gibi görünse de Amerika’nın kronik bir bütçe açığı ve borç sorunu var. İki adayın da politikaları bu konuda olumlu bir şey yapmıyor hatta durumu daha kötü hale getiriyor. Uzun vadede daha farklı sorunlara yol açabilecek bir durum olsa da kısa vadede de bunları unutmamak gerekiyor. Amerika’nın bütçesini kontrol altında tutmanın yanında yapabileceği bir diğer şey büyüyerek bu durumundan kurtulmak. Yapay zeka atılımları beklendiği kadar iyi sonuçlar verip dünyada büyük bir değişikliğe sebep olursa Amerika bundan fazlaca faydalanabilir zira Amerikan şirketleri yapay zekaya en fazla yatırım yapan şirketler. Her durumda eğer masadaysanız temkinli olmakta ve gündemi takip etmekte fayda var.


Kaynakça

Wharton. "2024 Presidential Election." www.budgetmodel.wharton.upenn.edu

Tax Foundation. "Donald Trump Tax Plan 2024." www.taxfoundation.org

CME Group. "CME FedWatch Tool." www.cmegroup.com

Kamala Harris. "Policy Book: Economic Opportunity." www.kamalaharris.com

Yahoo Finance. "BlackRock Fink Says Market Wrong." www.finance.yahoo.com

The New York Times. "Port Strike." www.nytimes.com

Comments


Her gün ve ay yeni yayınlarımızdan haberdar olabilirsiniz

Gönderdiğiniz için teşekkürler!

©2022, Cağaloğlu İktisat Kulübü tarafından Wix.com ile kurulmuştur.

bottom of page