Alman Mucizesi "Ücretsiz İzinde"
- Alper İlhan Özbarlı
- 18 Eki 2024
- 2 dakikada okunur
Avrupa'nın ekonomik devlerinden olan Almanya, 2023’ten beri resesyon geçirmektedir. Yıllardır yüksek oranda gelir ve kurumlar vergisine maruz kalan Alman ekonomisi, 2023’ün tedarik zincirlerinde artan maliyetler sonucu yavaşlamış, 2023’te yıllık olarak gayri safi yurt içi hasılası (GSYİH) %-0.3 düşüş yaşamış ve ardından 2024’ün birinci çeyreğinde %0,2’lik bir toparlanma yaşadıktan sonra tekrardan 2024’ün ikinci çeyreğini %-0.1’lik bir küçülme ile kapatmıştır. Ancak enflasyon oranları 2023’de bu resesyonu takip etmemiş ve COVID-19 sonrası %8 ila %10 arasındaki olan enflasyon oranı ancak 2024’ün Eylül ayına kadar %1,9’a kadar düşmüştür. Almanya 2024 Ekim ayına ekonomistlerin ılımlı büyüme beklentilerinin altında reel negatif büyüme ve %6 işsizlik ile girmiştir.
Endüstriyel Çıktı
Bütün bu sıkıntılarının yanı sıra endüstriyel çıktı da son iki yıllık trendin %4 üzerinde %-2,7 küçülerek girmiştir. Rusya-Ukrayna savaşından dolayı artan doğal gaz fiyatları, doğal gaza bağımlı olan Alman ekonomisinin bütün sektörlerinde tedarik zincirlerinin maliyetini arttırmış durumda. Ekonomisinin %50’sinden fazlası ihracattan oluşan ve göreceli olarak düşük yurt içi tüketime sahip olan Almanya, üretim ve endüstri sektörü bu durumun yarattığı şoku ağır bir şekilde hissetmiş durumda ve bunun sonucu olarak birkaç yıldır düşen endüstriyel üretim bu çeyrek de düşmeye devam etti. Her ne kadar Almanya’nın hizmet sektörü artmaya ve GSYİH’daki payını artırmaya devam etse de Amerika gibi diğer NATO ve Batı ülkelerinin aksine üretim sektörünün reel değerini artıramadı.
Otomotiv Üreticilerinin Genel Durumu
Endüstriyel bazının yaklaşık %19’unu ve ekonomisinin yaklaşık %5’ini oluşturan otomotiv sektörü de özellikle son birkaç yıldır bu durumdan payını almış durumda. Çin’in kendi otomotiv üreticilerinin Alman üreticilerle rekabete girmesi ve bunun sonucu olarak Çin'de Alman otomotivlerine olan talebin düşmesi de bu durumu daha da vahimleştirdi ve çoğu Alman otomotiv üreticisi 2023 yılında satışlarında ve karlılık oranlarında düşüşler gördü.
Volkswagen
2023 yılında satışlarında yüksek enerji maliyetleri ve tedarik zincirleri sorunlarından dolayı karlılığı %14 oranında düştü. 2024’ün ikinci çeyreğinde hasılatı artmasına rağmen karlılığı %11 geriledi ve 10.1 milyar Euro’ya düştü. 2024’ün kalanında hasılatını %10 ila %15 artırması bekleniyor. 2023’ten beri performansını az çok koruyabilen üreticilerden.
Audi
2023 Audi için sert geçti. Audi’nin net karı %42 oranında azaldı. Rekabet ve tedarik zincirlerinin şirket üzerinde kurduğu baskılar 2024’ün ikinci ve üçüncü çeyrekleri için de devam edecek gibi görünüyor.
Mercedes-Benz
2023 yılında hafif talep düşüşleri ve Çin’de gerçekleşen talep düşüşü yüzünden gerileme yaşadı. Ancak şirket tedarik zincirinde oluşan maliyet artışlarına rağmen karlılığını Ar-Ge yatırımları ve lüks arabaları sayesinde karlılığını korumayı başardı ve gelecekte Çin üreticileriyle rekabete daha güçlü bir şekilde geri dönmesi bekleniyor.
BMW
BMW 2023 ve 2024 boyunca sürdürülebilir ve sabit bir büyüme gerçekleştirdi. Araç satışlarını 2023 yılında %17 oranında arttırdı ve gelecekte bu büyümeyi lüks arabalarıyla ve yeni modelleriyle sürdürmesi bekleniyor.
Porsche
Porsche her ne kadar 2024’ün bu çeyreğinde %17 oranında kar etse de teslimatlarını yaklaşık %7 oranında azalttı ve diğer şirketlerin de karşılaştığı sorunlardan dolayı 2023’e göre %20 daha az net kar elde etti.
DAX
Deutscher Aktien Index (DAX) veya diğer ismiyle Frankfurt borsası, Alman borsasını temsil eden indeks, bütün ekonomik zorluklara karşın yılbaşından beri %16 büyümeyi başardı ve 2024’ün başında tarihsel en yüksek rekorunu kırdıktan sonra Ekim ayına kadar düzenli artış gösterdi. Bütün sorunlarına rağmen Alman borsası, yılbaşından beri %23 büyüyen Amerikan borsası ile arasındaki performansı 5 yıllık vadede açmamakta ve istikrarlı artış göstermektedir. Ekonomistler Alman ekonomisinin 2024’ün kalanında %0,1 büyüyerek 2025’ten sonra kendini toparlamasını bekliyorlar.
Yukarıda bahsi geçen konuda otomotiv özelinden genele gidecek olursak;
Çin faktörüne Avrupa Birliği önlem almayı defalarca gündeme getirse de uygulamada başarılı olamadığını ve hatta başarılı olmak adına büyük bir efor göstermediğini görüyoruz. Alınan önlemlerin uygulamada yetersiz kalması Almanya dan ziyade AB için ekonomik olarak bağımlılık göstergesi olarak algılanmalıdır sizce?
Eğer hemfikirseniz, bu bağımlılık AB bölgesi için daha büyük bir sorun teşkil etmez mi? Önümüzdeki dönemde bu bağımlılığı kırmak adına ne gibi adımlar atabilirler, sizin bir öngörünüz var mı?